Âdetü’l-Kur’ân: Kur’an’ın İfade ve Üslup Örfü

Makalenin tamamını PDF dosyası hâlinde okumak ya da indirmek için tıklayın: Academia | Âdetü'l-Kur'ân: Kur'an'ın İfade ve Üslup Örfü

Bu makalede “Âdetü’l-Kur’ân” (Kur’an’ın ifade ve üslup örfü) terimi/tabiri ve bu terimin tefsir geleneğindeki işlevi ele alınacaktır. “Âdetü’l-Kur’ân” terimi konu itibariyle Kur’an’ın nazım ve üslup özelliğiyle alakalıdır. Klasik dönemlerde Fahreddîn er-Râzî (ö. 606/1210) ve diğer birçok müfessir Kur’an dilindeki bu özelliği “Âdetü’l-Kur’ân” diye kavramlaştırmıştır. Son dönemde ise İbn Âşûr (ö. 1973) et-Tahrîr ve’t-tenvîr adlı Kur’an tefsirinin mukaddimesinde Âdetü’l Kur’ân konusuna dair müstakil bir başlık açmıştır. Âdetü’l-Kur’ân kapsamında değerlendirilen birçok konunun, özellikle tevhid, meâd ve nübüvvetle ilgili birçok farklı hususun iç içe geçmiş şekilde aktarımı Ulûmü’l-Kur’ân literatüründe “tenâsübü’l- ây ve’s-süver” kapsamında ele alınır. “Âdâtü’l-Kur’ân” terimi Kur’an’ın dil dizgesinde ve söz diziminde kalıplaşmış, yerleşik hâl almış ve bir bakıma standartlaşarak örf karakteri kazanmış ifade, üslup ve anlatım şekillerine atıfta bulunur. Ancak Kur’an’ın yerleşik ifade ve anlatım tarzına ilişkin genel nitelemede “âdet” lafzının kullanılması kelâmî terminolojinin bir yansımasıdır. Âdetü’l-Kur’ân kapsamında değerlendirilen hususlara muttali olmak, genelde Kur’an’ın dil ve kavram dünyasını, özelde ifade, üslup ve anlatım tarzını daha iyi anlayıp kavramak gibi önemli bir ilmî fayda içerir.