Dahası, herkes birgün geçmişte yaptıklarının yanına kâr kalmadığını bizzat yaşayarak görür. Eden mutlaka bulur... Kâh kendi hayat tecrübesinde kâh en yakınlarının sıkıntılarıyla sınanması şeklinde mutlaka ağır bedeller öder.
Bu yüzden, insanoğlu üç günlük hayatta ne yapıp edecekse, on kere düşünüp bir kere adım atması gerektiğini bilmekle mükelleftir. Aksi halde, bu hayat -sünnetullah gereği- insana her yaptığı işin bedelini katbekat ödetir.
Ağır haksızlıklar karşısında zaman zaman şeytanımızın “misliyle mukabelede bulun” şeklindeki kışkırtmasına mağlup olup çileden çıkmış haller sergilesek dahi ne yapıp edip bu tür patolojik hallerden en kısa sürede sıyrılmak ve behemehal insaf, iz’an, adalet, hakkaniyet, vicdan ve merhamet gibi ahlaki ilkelerden asla şaşmamak, hele de intikam duygusuyla yaşamamak, hiçbir insanın hâl-i pür melâlinden hayıf almamak gerekir
Erdemin gerçekten kıymetli
olduğuna ya da insanı insan kılan değerin erdem olduğuna inanan herkes sadece
ve sadece iyiliği çoğaltmayı temel vazife bilmelidir.
Hasıl-ı kelam, hayat maceramızda
ne kadar alçakça muameleye maruz kalırsak kalalım, ne kadar ağır ihanete
uğrarsak uğrayalım, biz biz olalım ve en kısa süre içinde sinirlerimizi
köreltip iyilik yoluna koyulalım. Zira
iyilik ve ihsandan gerisi yalan... Allah muhsinleri sever....
Prof. Dr. Mustafa Öztürk - 4 Şubat 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder