En son katıldığım bir televizyon
programında bizi “müşrik” ve “şeytanın dölü” gibi ifadelerle eleştiren kişiye
ve geçenlerde Caner Taslaman’ın yazdığı bir yazıya verdiğim cevapta kullandığım
ağır ifadeler ilk vehlede nefsî bir ferahlık verdi; ancak sonradan yüreğimi
ezdi. Çünkü kötü söz en nihayet sahibine aitti. Şayet bu kavga gürültü, şahsi
bir mesele olsaydı, “ağır sözler sahibini bağlar” denilir ve belki de az çok
tolere edilebilirdi. Ama bu çirkin kavganın tam ortasında “Ben Müslümanım”
diyen herkesin ortak değerleri olan İslam, Kur’an gibi kutsallar yer alıyor ve
maalesef her kavgamız bizden çok, bu kutsalların zedelenmesine yol açıyor. Mademki
biz görünür oldukça kavga gürültü de büyüyor; bu yüzden bize daha az görünür
olmak düşüyor.
İşte bu sebeple, her kim bundan
böyle bizim hakkımızda ne kadar ağır söz söylerse söylesin, kendi adıma “dövene
elsiz, sövene dilsiz” olacağıma dair söz veriyorum. Bu mübarek Ramazan
vesilesiyle, şu veya bu sebeple kendileri hakkında ağır ifadeler kullandığım
herkesten içtenlikle özür diliyorum; bizi seven insanlardan, kendilerini
sukut-ı hayale uğratmam sebebiyle hassaten özür diliyorum. Ayrıca, bundan böyle
sadece ilmî düzeyde çalışıp yazarak konuşacağımı, özellikle Kur’an’ın
tarihselliği fikrimin sonuna kadar arkasında durduğumu ve hiç kimseyle polemiğe
girmeksizin bu konuyla ilgili kitap çalışmasını tamamlayıp yayımlamanın zorunlu
olduğunu belirtmek istiyorum.
Dövene
elsiz gerek
Sövene
dilsiz gerek
Sen
derviş olamazsın
Derviş
gönülsüz gerek
YunusProf. Dr. Mustafa Öztürk - 7 Haziran 2016
En güzeli... aynı zamanda başka bir cephe. Allah yardımcımız olsun.
YanıtlaSilFinali Ramazan Koyuncu ile iyi yaptınız. Ramazan Koyuncu ortaladı, Mustafa Öztürk ... O yüzden size kızıyoruz ancak bu yazınız biraz olsun bizim de yüreğimize su serpmiştir.
YanıtlaSilMüminler kardeştir yorumunun sahibi olarak tekrar birşeyler yazmak isterim.
YanıtlaSilAğzınıza sağlık, umarım Caner Bey de aynı şekilde davranır ve Ramazan bitmeden herhangi bir TV programında bu konuyu kardeşçe tartışabileceğinizi herkese gösterip "örnek" olursunuz.
"Aklıyla düşünebilen" bir avuç akademisyensiniz. Düşüncelerinizi gözümüzün önünde tartışın da biz de nasiplenelim.
Tekrar teşekkürler.
Mustafa abim sizi eleştirdiğim en önemli konu kişilere verdiğiniz cevapların çok ağır olması ve kızdığınızda kendinize hakim olamamanız idi..
YanıtlaSilkendi adıma “dövene elsiz, sövene dilsiz” olacağıma dair söz veriyorum. Demişsiniz ya Rabbim yolunuzu açık etsin , gayret kuvvet versin abi..
Bu sözünüzden sonra artık sizi dinlemek ve tartışmalarınızı seyretmek tadından yenmez hale gelir abi... :D
Çok güzel bir karar almışsınız Abim... :D
Rabbim ilminizi arttırsın Mustafa abim...
Sizin varlığınız bu yıl keşfettim. Sorgulama döneminin en ağır sürecinden büyük bir buhranla geçtim. Benim Sorgum din, hayat üzerine oldu. Araştırma yaptığım sürelerde sizinle karşılaştım. Kitaplarınızı okumaya, internetten videolarınızı takip etmeye başladım. Elbette tek siz değildiniz. Ancak bundan 5 sene önce biraz arapça eğitimi aldigim için merak ettiğim ayetleri çevirmeye başladım. Kuranda kavram farkları vardı. İşte tam da bu sırada sizi buldum. Maruf ne demek? Cahiliye ne demek? Bunlara az çok ulaştım. Üslubunuz ağır diyenler var. Fakat ben buna katılmıyorum. Çünkü millet olarak cok hazırcıyız. Okumak, araştırmak bir mesele üzerine hikayeyle bütünleşmek için gayret yok. Ve bu yüzden programlarınızda aynı konu üzerine sorulan sorular cevap aramak için değil bizzat bildikleri soruları tekrar tekrar sormak için soruyorlar. Bu durum üreten insan için çok zordur. Çünkü üreten kişi boş lakırtı yapmaz ve sürekli aynı sorulan sorulara cevap vermekten yorgun düşer. Yorgunluğunuzu bizzat anlıyorum. Rabbim ilmi çalışmalarınızda kolaylık versin
YanıtlaSil"Dövene elsiz, sövene dilsiz.." olabilmeniz için evvel emirde Yunus gibi yapmalısınız. O ne yapmış? "Taptuğun tapusunda, Kul olsuk kapında" formülünü uygulamış, Taptuk Emre'ye tâbi' olup, onun eğitiminden geçmiş. Günümüz ilahiyatçıları bu sistemden çoooook uzaktırlar. İmam-ı Gazali'nin deyimiyle, onlara ilimleri perde (engel) olmaktadır.
YanıtlaSilİnsanları, yaşına başına bakmadan "tinerci, balici" gibi sıfatlarla anarsan o akademisyen sıfatını alır bir yere çalarlar. En ufak zaafını gördüklerinde seni müşrik de ilan ederler, ninja kaplumbağa da... Ağlayıp sızlamayacaksın güzel hocam.
YanıtlaSilYaptığı buluşlarla insanların kaderini değiştirmiş nice bilim insanları geldi geçti. Galileo bile Diyaloglar’ karşıt görüşleri eleştirirken ölçü sahibiydi. İlim dünyasında belki de etki açısından bir nokta kadar değeri olmayacak bir pozisyonda olup bu kadar gürültü yapan başka bir güruh var mıdır, bilmiyorum. Bu da bizim “zengin” akademik dünyamıza özgü bir şey herhalde.
Videolarına bakıyorum, habire makara yapıyorsun. Aşağılıyorsun. Karikatürize ediyorsun Senin metodun kusursuz değil Mustafa Efendi, ki defaatle eleştirildi. Kitaplarından şerhler düşülerek içine düştüğün çıkmazlar açıklandı. İslama bakış açınızın neden kusurlu olduğu anlatıldı. Ama bakıyorum da sana göre çok merhametli davranmışlar.
Hocam ilk önce sizi bir senedir keşfettim aslında samsun ılahyatta Mehmet okuyan yerine birkaç kere tefsir dersimize gırdıgınızı hatırladım ozaman asistan olmalıydınız aradan 23 sene geçti
YanıtlaSilDemek istediğim özellikle benim öğrencilik yıllarımda yeni fılızlenıp günümüzde hatta almanyada bile hastalıklı mantar gibi çoğalan bir kitle var. Bunlar arasında bunalıp artık kalksın bu ılahıyatcıların tesirleri bıze gelenek yeter derken Allahım bir yardımı sizi dınledım.Sadece ilim ve zeka deyıl sizde gönülden gelen bir derya var .Hatta tarzınız bile tarhsellesme sürecinde tam günümüze uygun.Eğer insanlar sizi dinlediğinde fıtratına gelen iman sızısını hıssetmezse kendi muslumanlıgını yeniden sorgulasın derim.Şimdiye kadar şiirlerini okuyup yüce deryasını ruhumda hissettiğim yunus emrenın alım versiyonunuz benim için Allah çalışmalarımıza güç versin gelecek nesıllerınde size ihtiyacı var