- Kur’an kendisinin ‘açık ve anlaşılır’ diye tanımlamasına rağmen, on beş asır boyunca niçin sayısız tefsir çalışması yapılmıştır?
- Kur’an metni ve dili değişmediği halde, Kur’an’daki yüzlerce ayet, binlerce kelime niçin farklı yorumlanmaktadır?
- Anlam ve yorum farklılıklarını asgari düzeye indirmek nasıl mümkün olabilir?
- Her insan içine doğduğu dünyanın ve kültürün çocuğu olduğuna göre Kur’an yorumunda mutlak nesnellik ve objektiflik mümkün müdür?
- Eğer mümkün değilse, Kur’an yorumunda çıkar yol alabildiğine öznellik ve “Ne olsa gider” anlayışını benimsemek midir?
- Günümüzde yeni bir tefsir ihtiyacı var mıdır?
- Eğer varsa, bu yeni tefsir ne tür özelliklere sahip olmalıdır?
- Klasik ve modern dönemlere ait belli başlı tefsirler nasıl okunmalı ve kullanılmalıdır?
- Mevcut Kur’an sözlükleri ihtiyacı karşılamakta mıdır ya da günümüzde Kur’an kelimeleri ve kavramlarıyla ilgili bir sözlük çalışmasına ihtiyaç var mıdır?
Sözden Öte | 30 Mayıs 2015 | Kur'an ve Tefsir
Sözden Öte | 23 Mayıs 2015 | İslam ve Protestanlık
- Son günlerde Batı medyasındaki bazı figürler, İslam’da reforma ihtiyaç duyulduğu, Hıristiyan gelenekte Martin Luther’in yaptığı gibi İslam dünyasından da birilerinin çıkıp İslam dinini reform etmesi gerektiği gibi fikirler ve teklifler öne sürüyorlar. Batı medyasının İslam’da reform konusuyla ilgilenmesi ne anlama geliyor?
- Hıristiyan Batı dünyasında dinî reform denilince Luther, Kalvin gibi reformistlerce şekillendirilip içeriklendirilen Protestanlık akla gelir. Batı’da Protestanlığın ortaya çıkışını hazırlayan faktörler nelerdir?
- Protestanlık Hıristiyan gelenekte kime ve neye karşı protestodur?
- Protestanlıktaki temel kabuller ve fikirler nelerdir?
- İslam dininde Protestanlığa benzer bir reform ihtiyacı ve imkânı söz konusu mudur?
- İslam’da ictihad, ıslah, tecdit, teceddüt gibi kavramların reformla ilişkisi nedir?
- İslam tarihi boyunca dinî düşüncede yenilik ve yenilenme hareketleri ortaya çıkmış mıdır?
- Bu hareketlerin temsilcileri ve belli başlı özellikleri nelerdir?
- Her yüzyılda bir müceddit (dinî düşünceyi yenileyen) çıkacağına dair rivayet sahih midir?
- Selefilik, Vehhabilik gibi ekoller ile Hint Alt kıtası ve Mısır gibi İslam coğrafyalarında yirminci yüzyılın başlarında hız kazanan ve “İslam modernizmi” diye tanımlanan düşünce akımları reformist midir?
- İslam düşüncesinde yenilenme ihtiyacı var mıdır?
- Şayet varsa, bu yenilenme nasıl ve ne şekilde gerçekleştirilebilir?
Etiketler:
24 TV,
İctihad,
Martin Luther,
Modernizm,
Müceddid,
Protestanlık,
Reform,
Sözden Öte,
Video
Sözden Öte | 16 Mayıs 2015 | Kur'an ve İnsan | (Babası Muzaffer Öztürk ile)
- Kur’an’ın vahyediliş amacı nedir?
- Allah “Kur’an’ı inzal ettik” derken ne kastetmiştir?
- Kur’an’da Allah’ın insanlıktan temel talepleri nelerdir?
- Kur’an’da insan nasıl tanımlanır?
- İnsan eşref-i mahlûkat mıdır?
- İnsanın Ahsen-i Takvim olarak yaratılması ne demektir?
- Kur’an’ın ifadeleri ışığında insanın bu âlemdeki varlık sebebi ve gayesi nedir?
- Kâinatın ve insanın yaratılış amacı nasıl izah edilebilir?
- Kur’an’daki tarifler ve tasvirler çerçevesinde Müslüman kimdir?
- Müslüman kimlik ve karakterin olmazsa olmazları nelerdir?
- İman ve Amel-i Salih ne demektir?
- Müslümanın pratik hayatında ahlakın yeri nedir?
- Müslüman insan için ahlak bir dekor mudur yoksa olmazsa olmaz temel bir unsur mudur?
- Müslümanın hayatında günah-tövbe ilişkisi nasıl olmalıdır?
Etiketler:
24 TV,
Ahsen-i Takvim,
Amel-i Salih,
Muzaffer Öztürk,
Sözden Öte,
Video
Sözden Öte | Veda Günleri Yaklaşırken | Mayıs 2015
Veda Günleri Yaklaşırken
(Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK)
Sözden Öte programımız artık sona doğru yaklaştı. Bugüne değin gerek program esnasında, gerek mail adreslerime gönderilen sorulara imkân buldukça iyi niyet ve samimiyetle cevap vermeye çalıştım. Birkaç program öncesinde izah ettiğimiz, hatta aynı programda değindiğimiz konulara yönelik mükerrer sorulara da az çok cevap vermeye çalıştım. Ancak soru-cevap hususunda, dipten köşeden, son derece spesifik, hatta müslüman kişinin dini-ahlaki hayatına hiçbir katkıda bulunmayan ve sadece zihinsel fantezi olarak saklanan, aynı zamanda belli ön kabulleri doğrulama veya bizim fikrimizi sınama kabilinden sorulara cevap vermekten hiç hazzetmedim. Tıpkı, programın facebook sayfasında Adem Sabahyeli kullanıcı adıyla yazan bir kişinin, “Mustafa hocaya göre sadece müslümanlar mı girecek cennete diye iki ay önce soru sordum hala cevap yok” tarzında üstü kapalı siygaya çekme yahut sahih itikat ölçümü yapma maksatlı soruları hiç dikkate almadım.
Bu tarz sorular, Harp okullarına başvuran öğrencilere mülakatta sorulan, "Senin annenin başı kapalı mı, baban sakallı mı ya da cami cemaatından mı?” tarzında pis sorulardır. Ayrıca bu soruları soranlardaki üslup Cibril hadisindeki üslup gibidir; hem sorar hem cevaplar. Nitekim Sabahyeli de bize sorup da cevabını alamadığından müşteki olduğu sorusuna, bu tarz sorular soranlardaki o bilindik naif (!), nazik(!) ve seviyeli(!)üslupla (Mesela: “Ne diyon, ne diyorsun peki”, gibi!) “Kim İslam’dan başka bir din ile gelirse o hüsrana uğrayacak ayetine ne diyorsun peki” diyerekten çok kestirme biçimde cevap vermiş. Demek ki neymiş, bu tür sorular iyi niyetli ve gerçekten öğrenmek maksadıyla sorulan sorular değilmiş.
İşin acı tarafı şu ki Kur’an’da bütün çağlarda tevhid inancına sahip tüm insanlar müslüman diye isimlendirildiği, üstüne üstlük onca ayette Kur’an’ın nüzulünden büyük memnuniyet duyan, secdeye kapanıp ağlayan Ehl-i kitaptan (Dikkat: İmam, müezzin, murakıp, müftü değil, keşiş ve rahipten söz ediliyor) söz edildiği halde, Kur’an’da geçen “islam” kelimesini, en iyimser tahminle Selefi, Sünnilik din yorumunun kendisi zannederek ayet yorumlayan bir zihniyetin temsil ettiği cahillik maalesef diz boyudur ve böyle bir cahillik düzeyine söz anlatma imkânı da yoktur.
Şükür ki televizyon programımız sonlanıyor ve bu sayede bize de bu kara cahiller dünyasından uzaklaşıp biraz rahat nefes alma imkânı doğuyor. Biz burada “cahiller dünyası” derken, muhtemelen birçok insan bunu “kahve dünyası” gibi bir şey zannediyor; ama bu dünyanın nasıl bir dünya olduğu, her Allah’ın günü dinî kisveli cahilliğin ürettiği kaba ve yontulmamış faşizmin saldırısına maruz kalınca anlaşılıyor.
Bizi seven veya en azından “Ne diyor” kulak veren bütün herkese can-ı gönülden selam, hürmet ve muhabbetle… Rabbim, İslam dünyasındaki yaygın bağnazlık, yobazlık, cehaletten müşteki olup yüreği sızlayan tüm müslümanlara sabır, gayret ve tahammül bahşetsin!
(Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK)
Sözden Öte programımız artık sona doğru yaklaştı. Bugüne değin gerek program esnasında, gerek mail adreslerime gönderilen sorulara imkân buldukça iyi niyet ve samimiyetle cevap vermeye çalıştım. Birkaç program öncesinde izah ettiğimiz, hatta aynı programda değindiğimiz konulara yönelik mükerrer sorulara da az çok cevap vermeye çalıştım. Ancak soru-cevap hususunda, dipten köşeden, son derece spesifik, hatta müslüman kişinin dini-ahlaki hayatına hiçbir katkıda bulunmayan ve sadece zihinsel fantezi olarak saklanan, aynı zamanda belli ön kabulleri doğrulama veya bizim fikrimizi sınama kabilinden sorulara cevap vermekten hiç hazzetmedim. Tıpkı, programın facebook sayfasında Adem Sabahyeli kullanıcı adıyla yazan bir kişinin, “Mustafa hocaya göre sadece müslümanlar mı girecek cennete diye iki ay önce soru sordum hala cevap yok” tarzında üstü kapalı siygaya çekme yahut sahih itikat ölçümü yapma maksatlı soruları hiç dikkate almadım.
Bu tarz sorular, Harp okullarına başvuran öğrencilere mülakatta sorulan, "Senin annenin başı kapalı mı, baban sakallı mı ya da cami cemaatından mı?” tarzında pis sorulardır. Ayrıca bu soruları soranlardaki üslup Cibril hadisindeki üslup gibidir; hem sorar hem cevaplar. Nitekim Sabahyeli de bize sorup da cevabını alamadığından müşteki olduğu sorusuna, bu tarz sorular soranlardaki o bilindik naif (!), nazik(!) ve seviyeli(!)üslupla (Mesela: “Ne diyon, ne diyorsun peki”, gibi!) “Kim İslam’dan başka bir din ile gelirse o hüsrana uğrayacak ayetine ne diyorsun peki” diyerekten çok kestirme biçimde cevap vermiş. Demek ki neymiş, bu tür sorular iyi niyetli ve gerçekten öğrenmek maksadıyla sorulan sorular değilmiş.
İşin acı tarafı şu ki Kur’an’da bütün çağlarda tevhid inancına sahip tüm insanlar müslüman diye isimlendirildiği, üstüne üstlük onca ayette Kur’an’ın nüzulünden büyük memnuniyet duyan, secdeye kapanıp ağlayan Ehl-i kitaptan (Dikkat: İmam, müezzin, murakıp, müftü değil, keşiş ve rahipten söz ediliyor) söz edildiği halde, Kur’an’da geçen “islam” kelimesini, en iyimser tahminle Selefi, Sünnilik din yorumunun kendisi zannederek ayet yorumlayan bir zihniyetin temsil ettiği cahillik maalesef diz boyudur ve böyle bir cahillik düzeyine söz anlatma imkânı da yoktur.
Şükür ki televizyon programımız sonlanıyor ve bu sayede bize de bu kara cahiller dünyasından uzaklaşıp biraz rahat nefes alma imkânı doğuyor. Biz burada “cahiller dünyası” derken, muhtemelen birçok insan bunu “kahve dünyası” gibi bir şey zannediyor; ama bu dünyanın nasıl bir dünya olduğu, her Allah’ın günü dinî kisveli cahilliğin ürettiği kaba ve yontulmamış faşizmin saldırısına maruz kalınca anlaşılıyor.
Bizi seven veya en azından “Ne diyor” kulak veren bütün herkese can-ı gönülden selam, hürmet ve muhabbetle… Rabbim, İslam dünyasındaki yaygın bağnazlık, yobazlık, cehaletten müşteki olup yüreği sızlayan tüm müslümanlara sabır, gayret ve tahammül bahşetsin!
Sözden Öte | 9 Mayıs 2015 | Din ve Şeriat
- Konuk: İlhami Güler
- Din, İslam ve şeriat kavramları içerik ve anlam bakımından birbirinden farklı mıdır?
- Kur’an’da din, İslam ve şeriat kelimeleri hangi anlamlarda kullanılır?
- Din kelimesinin pozitif, şeriat kelimesinin negatif çağrışımlara konu olmasının muhtemel sebepleri nelerdir?
- Özellikle son dönem İslam dünyasındaki gayr-i dinamik şeriat tasavvurunun sebepleri neler olabilir?
- Kur’an’da her ümmete farklı bir şeriat verildiği bildirildiğine göre ümmetten ümmete din değişmekte midir; yoksa değişen şey şeriat mıdır?
Etiketler:
24 TV,
İlhami Güler,
Sözden Öte,
Şeriat,
Video
Yaratılış ve Evrim Meselesinin Kur'an Tarafından Değerlendirilmesi | 7 Mayıs 2015
Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Evrim Sorgulanıyor Kongresi'ndeki "Yaratılış ve Evrim Meselesinin Kur'an Tarafından Değerlendirilmesi" başlıklı konuşması ve sonrasında yöneltilen sorulara cevabı.
Etiketler:
Evrim,
Söyleşi,
Video,
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
7 Mayıs 2015 | Evrim Sorgulanıyor Kongresi'nden Kareler
Sağdan Sola | Paul Nelson, Sultan Tarlacı, Mustafa Öztürk, Caner Taslaman, Ergi Deniz Özsoy, Sinan Canan |
Etiketler:
Caner Taslaman,
Ergi Deniz Özsoy,
Fotoğraflar,
Paul Nelson,
Sinan Canan,
Sultan Tarlacı
Sözden Öte | Türkiye'de İslam (2) | 2 Mayıs 2015
- Müslümanlar dünya tarihinde yüz akı sayılan bir medeniyet kurmuşken bugün neden derin bir krizle boğuşuyor?
- Son dönem Osmanlı ve Cumhuriyet’in başlangıcından bugüne dini alanda siyaseten yapılan yanlışlar nelerdir?
- Meşrutiyet zihniyeti modaya kapılmış bir Müslümanlık oluşturmaya çalışırken neyi amaçladı?
- Milli Mücadele döneminde dini duyarlılığın saman alevi gibi parlaması ve dinî sembollerin araçsallaşması ne tür sonuçlar doğurdu?
- Cumhuriyet’in ilanından sonra devrimler ve devleti dinden arındırma girişimleri nelere yol açtı?
- Çok partili dönemin dine sağladığı yeni içerikler ve demokratların dini yeniden keşfetmesinin altında yatan nedenler nelerdi?
- 1960’lı ve 70’li yıllarda yaşanan süreç ve 27 Mayıs İhtilalinde, laik memurokrasinin restorasyonu ve vesayet rejiminin inşası din açısından nelere mal oldu?
- 1980’li ve 90’lı yıllarda yaşanan süreç ve 12 Eylül sonrası Komünizme ve İran’a karşı Türk-İslam sentezi projesi’ nasıl bir İslam anlayışı doğurdu?
- Bu süreçte İrancılık, Radikalizm, Selefîlik gibi dinî düşünce akımları neleri savundu?
- 2000’li yıllar ve sonrasında din ve dinî düşünce hangi istikamette yol aldı ve bu alanda ne tür değişimler yaşandı?
Etiketler:
12 Eylül,
27 Mayıs,
Cumhuriyet,
İrancılık,
Osmanlı,
Radikalleşme,
Selefilik,
Türk-İslam Sentezi,
Vehbi Başer
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)