Birkaç gün sonra Ramazan/Fıtr Bayramı… Dilerim hepimizin bayramı ağız tadıyla geçer. Fakat özellikle yaşı kemale ermiş insanlarımız her yeni bayramı biraz daha kekremsi bir duyguyla idrak eder ve bu duygu/ruh hâliyle “Nerede o eski bayramlar?” diyerek iç çeker. Geçmiş zamanlardaki bayramların özlemle anılması acaba nedendir? Kanımca bu derin özlemin temel sebeplerinden biri, hayat yorgunluğuyla ilgilidir. Yaş kemale erdikçe insan hem bedenen hem zihnen hayli yıprandığını ve yorulduğunu hisseder. Yorgunluk hissi arttıkça lezzetler azalır, güzel tatlar kekremsileşir. Çünkü artık dil, damak epridiğinden, meyveler ve sebzeler yüzde yüz organik de olsa artık eskisi kadar lezzetli değildir. Durum böyle olunca sadece eski bayramlar değil, eskiye ait hemen her yaşanmışlık özlenir. Malum, yaş ilerledikçe beden de pörsümekte ve yavaş yavaş ölmektedir. Dakik bir saat gibi işleyen bu biyolojik süreç ister istemez zamanı geriye döndürme arzusunu tetiklemekte ve fakat böyle bir şey mümkün olmadığından, “nerede eski bayramlar” diyerek iç çekilmektedir.
***
İnsan alışkanlıklarıyla yaşayan bir varlıktır. Alışkanlıkların pek çoğu hayatın erken çağlarında kazanılır. Yaş kemale erdiğinde hayat tarzı bir bakıma muhafazakârlaşır; çünkü hız, heyecan ve merak azalır. Ayrıca şimdiki zamanda yeni bir şey olarak ortaya çıkan veya hızlı değişime/dönüşüme konu olan şeylerden de genellikle rahatsızlık duyulur. Yeniye ve yeniliğe karşı mesafeli duruşta toplumun sabitlenmiş geleneğe endeksli hâkim din tasavvuru da etkili olur. Bütün bunların yanı sıra ilerlemiş yaşın getirdiği bedensel ve zihinsel kısıtlılıklar ortaya çıktığında, insan şimdiki duruma intibakta zorlanır ve ister istemez eski alışkanlıklarıyla baş başa kalır. Bu durum onu “şimdiki zaman”ın yaşam tarzına ve alışkanlıklarına hayli yabancılaştırır. “Nerde o eski bayramlar?” nostaljisini canlandıran bir faktör de işte bu yabancılaşmadır.
***
Aslında bayram hâlâ eski bayramdır. Ramazan ve bayramda herhangi bir değişme olmadığına göre hayat tarzımız ve yaşam algımız değişmiş olmalıdır. “Nerde o eski bayramlar?” nostaljisiyle şimdiki bayramların tatsız tuzsuz olduğuna hükmetmek yerine hayat tarzımızda sakatlık ve çarpıklık olup olmadığını gözden geçirmemiz lazımdır. Modern şehir insanı belki de en çok insani ilişkilerden yüksünmesi ve hayatı son derece bencilce yaşamak istemesiyle maruftur. Bu insan tipi sağlık, iş, kazanç, konfor gibi şeyler yerinde olduğu zaman yakın akrabaları da dâhil herkesten köşe bucak kaçarak yaşamayı arzular. Bu yüzden de akraba, konu komşu hukukuna pek aldırmaz; hatta yakın çevresinden bir hastalık veya ölüm haberi alsa, bunu sanki bir skandal gibi algılar. Fakat günün birinde kendi başına kötü bir hâl gelince gözleri etrafta insan arar. Kanımca, “Nerde o eski bayramlar?” diye iç çekenlerin önemli bir kısmı da işte bu tip insanların arasından çıkar.
Prof. Dr. Mustafa Öztürk - 1 Haziran 2019
Kaynak: https://www.karar.com/yazarlar/mustafa-ozturk/eski-bayram-ozlemine-dair-10329
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder