Sevgili Kardeşlerim, Tefsir çalışmamın şu
an itibariyle yaklaşık 600-700 sayfalık ilk cildi tamamlanmak üzere…
Fâtiha suresinin tefsiri yaklaşık 300
sayfalık bir hacme sahip; çünkü bu sure gerçekten çok özel bir sure…
Her surenin başında, o surenin nazil olduğu
dönemin genel siyer zeminine dair yirmi, otuz, elli sayfalık hacimlerde arka
plan bilgisi mevcut…
Her ayet müstakil olarak tefsir edilmekte,
kıraat ihtilaflarından edebi sanat ve belağat inceliklerine, Kur’an’daki her
bir kelimenin etimoloji, semantik ve tarihi süreçteki anlam değişmelerine dair
geniş bilgi ve değerlendirme...
İman, gayb, müttaki, mümin, kâfir, münafık
gibi birçok anahtar kelime ve kavrama dair hem temel İslami kaynaklardaki
bilgiler hem de tarihi tecrübede ve gelenekte olan bitenler ışığında yeni bir
bakış ortaya koyma çabası ama bu sırf farklı bir görüş icat etmek adına değil,
daha sağlıklı bir anlayışı yakalama amacına yönelik olacaktır…
Tefsir çalışmasında kelimeler ve
kavramlarla ilgili olarak müstakil ve mufassal denebilecek düzeyde bir Kur’an
sözlüğü oluşturma hedefi…
Nüzul dönemindeki özgün anlamla bugünkü
dünyaya taşınacak mesaj arasında bağ kurma, yani “Kur’an ilkin ilk muhatap
kitleye ne dedi, bize ne demek istedi” meselesini açıklığa kavuşturma. Bütün
bunların yanında geleneksel yorumları da kritik edip “Kur’an aslında bunu
demedi” meselesini de ortaya koyma…
Kelime ve kavram analizlerinde sözgelimi,
“müttaki” kelimesinin Mekkî ve Medeni ayetlerde farklı bir anlam kazanıp
kazanmadığı, İslam geleneğinde müttaki kelimesine yüklenen derin dindarlık
anlamının Kur’an’da da referansının bulunup bulunmadığı -ki bu ayrımın
Kur’an’da da referansları var- gibi hususları müstakil başlıklar altında kimi
zaman otuz kırk sayfalık hacimde ele alıp açıklamaya çalışma…
Kaynak olarak Mukatil b. Süleyman’dan
Taberi’ye, İbn Hişam’dan İbn Şebbe’ye, İbn Habib’ten İbn Abdirabbih’e, İmam
Matüridi’den İbn Teymiyye’ye, Muhyiddin İbnü’l-Arabi’den Rabiatü’l-Adeviye ve
Gazali’ye, İbn Sina’dan İbn Rüşd’e, Spinoza’dan’dan Pascal’a, Wittgenstein’den
Braithwaite’ye kadar hem İslam dünyasının hem Hıristiyan ve Yahudi dünyasının,
kısacası bütün Sami gelenek ve genel insanlık ailesinin medeniyet birikiminden
istifade gayreti ve ve bu büyük birikimini ideolojik saplantılar adına heder
etmeme hassasiyeti…
Ayetler, hadisler, Arap şiirinden şahitler,
kimi zaman İbranca, kimi zaman İngilizce metinlerden referanslarla tefsirin daha
ilmi ve müdellel olmasını sağlama hedefi…
İşte tefsir çalışmamız bu minvalde… Bu
çalışma belli bir okur kitlesi hedef alınarak değil, tefsir ilminin hak ettiği
kıymet hesaba katılarak kaynak eser olması amacıyla telif edilmekte,
dolayısıyla sözgelimi otuz cilt olması gerekiyorsa ömür vefa ettiği sürece otuz
cilt olması hedeflenmekte…
İlk cilt, Allah izin verirse 2018 Eylül
veya Ekim ayı içinde elinizde olacak ve muhtemelen her yıl iki cilt
yayımlanacak...
Cenâb-ı Hakk’ın bu çalışmamı tamamına
erdirmesi ve sa’y-i meşkûr kılması niyazıyla…
Selam ve muhabbetle
Mustafa ÖZTÜRK - 29 Temmuz 2018