Tarihselcilik, “Kur’an’ın söylediği her şey sadece nüzul dönemindeki
muhataplar içindir, demek değil, tam tersine o gün müşriklere hitap eden
ayetlerin muhatabı bugün pekâlâ müminler olabilir” demeyi de gerektiren
bir okuma, anlama ve yorumlama biçimidir. Günümüz insanına hangi ayetin
ne söylediği veya söylemediği meselesine kafa yormak ve bu konuda sonuç
ortaya koymak hiç şüphesiz biz müminlerin işidir. İki yüz elli, hadi
bilemediniz azami nispette üç-yüz elli ahkâm ayetinin lafzî mana
sınırları dâhilinde, miladi 632 yılından kıyamet gününe kadar ortaya
çıkacak tüm içtimaî, hukukî, iktisadî olaylar ve sorunların çözüleceğini
savlamak, Allah’ın biz müminlere bahşettiği akıl nimetiyle alay etmek
değildir de nedir?
Sipariş Seçenekleri:
kitapyurdu
babil.com
Kitap | Tefsir Geleneğinde Anlam-Yorum, Nüzul-Siret İlişkisi
Yirmi üç yıl gibi çok uzun metrajlı bir siret filminin sayısız sahnesine
ait replikler mesabesindeki Kur’an ayetlerini filmin senaryosundan
yalıtarak sadece replik düzeyinde anlayıp yorumlamaya çalışmak, çoğu
zaman anlamsız bir anlam arayışı olarak neticelenir. Çünkü burada aranan
esas anlam replikte değil, filmin bütünündedir. Daha önce söylendiği
gibi filmin bütünü yirmi üç yıllık siret, filmin seyircide uyandırdığı
his veya seyirciye verdiği mesaj ise “Sünnet”tir.
Sipariş Seçenekleri:
kitapyurdu
babil.com
PTT Kitap
eganba
Sipariş Seçenekleri:
kitapyurdu
babil.com
PTT Kitap
eganba
Kitap | Karar Yazıları
Bugüne değin yazdıklarımın hemen hepsinin genelde İlahiyat, özelde
tefsir alanıyla ilgili olması daha ziyade bu alan dâhilinde yazmamı
gerektirse de İlahiyat’ın dinler tarihinden felsefeye, sosyolojiden
antropolojiye kadar çok geniş bir bilgi ve kültür alanını kapsaması hem
yazı imkânımızı hem de yazacağımız konuları genişletmektedir. Tefsir
dışındaki alanlarda kalem oynatmamız ancak şahsi kanaatlerimizi
belirtmekten ibaret olabilir. Güncel ve aktüel bağlamda sürpriz
gelişmeler olmadıkça, konu tercihlerimiz daha ziyade insan, varlık,
tarih, din, ahlak, dünyaya ve eşyaya bakış gibi tarih-üstü meselelerle
çerçevelendirilebilir.
Sipariş Seçenekleri:
kitapyurdu
babil.com
PTT Kitap
eganba
Sipariş Seçenekleri:
kitapyurdu
babil.com
PTT Kitap
eganba
Tefsir Çalışmasının Mukaddime Duasından Bir Bölüm
Allah’ım! Yüce Mevlâm!
Sen “Rahmân”, Sen “Rahîm”sin; Sen Raûf, Sen
Gâfûr, Sen Latîf, Sen Alîm’sin. Kişiyle kalbi arasına giren “Sen”sin. Kalpleri
hâlden hâle dönüştüren “Sen”sin. Sen evvel, Sen âhir, Sen zâhir, Sen bâtınsın.
İçimizi dışımızı, sinemizde neler sakladığımızı bilen Sen’sin.
Bu mümin kulunun, sana güvenip sana sığınan
bu aciz kulunun niyetini de en iyi bilen yine Sen’sin. Ben aklı ve idraki
sınırlı bir kul olarak hem çok değerli, hem çok meşakkatli ve hem de
mükellefiyeti çok ağır olan bu tefsir çalışmasının altına halis bir niyetle
girdim; belki birçok ayetin tefsirinde yanlış şeyler söyleyebilirim, hatta
haddimi aşan şeyler de yazmış olabilirim; ama bunların hiçbirini kasd-ı
mahsusla yapmadığımı ve yapmayacağımı en iyi bilen elbette “Sen”sin.
Her insanoğlu gibi ben de hata ve nisyanla
malul bir beşerim. Hatalarım ve kusurlarımdan dolayı affını dilerim. Bu dünyaya
yapayalnız gelmemizi ve buradan göçüp giderken de yapayalnız gitmemizi takdir
eden Sen’sin. Bizim malikimiz, sahibimiz, velimiz, vekilimiz de Sen’sin. Sen Ğanî ben fakirim, Sen
Kadîr ben âcizim. Engin rahmet ve merhametine sığınan bu âciz kulunu af ve
merhametine gark etmeni istirham ederim; Sen’den merhamet ve şefkat dilerim.
Bizim mevlâmız
Sen’sin. Senden başka sığınacak kapımız yok, bilirim. Beni dünyaya getiren,
büyüten, yetiştiren ve senin kelamına hizmet etmem için adeta didinen anne ve
babamı da hesap gününde “Sen”in huzuruna çıktıklarında mahcup etmemeni; bana,
anne-babama, tüm mümin kardeşlerime ve hatta insanlığa hizmet için çalışmış ama
bir şekilde hidayetle buluşamamış diğer bütün kullarına da af ve mağfiretinle
muamele etmeni niyaz ederim.
Rabbim! Benim bu kusurlu küsurlu çalışmamı
dergâh-ı izzetinde makbul ve sa’y-i meşkûr eyle; günahlarımı affeyle…
Allâhümme’stur uyûbenâ, vağfir zünûbenâ, vahfez îmânenâ ve nevvir kulûbena ve
tahhir annâ seyyiâtinâ… istecib duâenâ yâ rabbe’l-âlemîn.
Mustafa Öztürk - 13 Ağustos 2018
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)